travesti haber

Akşamları televizyon karşısında vakit geçirmek, daha az yürümek gibi aktivite azalmaları yaşarız. Güneşi görür görmez dışarı çıkan bizler, hava soğuduğu için evden çıkmaya üşeniriz. Aynı zamanda kışın iştahımızın daha çok arttığı da ispatlanmıştır. Yemeğe olan düşkünlüğümüz daha fazla olur. Bunun sebebi metabolizmadır. Soğuk havanın etkisiyle, metabolizma hızımız artar. Vücudumuz bu artışı dengelemek ve ısı kaybını önlemek için, açlık hissi olarak düşündüğümüz sinyalleri yollar.

Eğer açlığımızı uzun süreye yayar ve sıklıkla doğru beslenmezsek, uzun saatler aç kaldığımızda bizi doyurabilecek besinler olarak yüksek karbonhidratlı, şekerli ve kalorili besinleri tercih ederiz.

Sıvı tüketin
İçecek olarak bitki çaylarını tercih edin ve bol su için.

Izgarayı ortaya çıkarın
Biz millet olarak mangal yapmayı severiz. Yazın her orman alanında, bahçede, kumsalda birkaç kişiyi mangal yaparken görürsünüz. İşte bu alışkanlığı kışın mutfağa taşımayı alışkanlık haline getirin, ızgara yapın.

Izgara yiyecekler hem sağlıklıdır, hem düşük kalorilidir. Mutfakta el altında ızgara bulundurun. Etler, sebzeler, mümkün olan her şeyi ızgara yapın. Ayrıca kolay yemek mönüsü oluşturursunuz. Izgara ve salata, işte sağlıklı yaşam!

Kek ve kurabiye
Mutfaktan gelen mis gibi kek ve kurabiye kokusuna kim karşı koyabilir? Kış günlerinin en lezzetli eğlencesi de mutfakta pişen muhteşem kurabiyeler ve kekler değil mi? Ancak sizin uzak durmadan önlem almanız gerekiyor.

Bunun için pişirme sevdanızdan vazgeçmenize gerek yok. Dilediğiniz gibi pişirin ve evdeki aile üyelerinin sayısına kadar ayırdıktan sonra hepsini komşulara dağıtın. Size iki adet kurabiye veya bir dilim kek kalsın. Bu sınırı aşmayın.

İştah kesiciler
Kış aylarında iştahı kesmek için öğünlerde bir tas sıcak çorba içmek size iyi gelecektir. Böyle açlık kriziyle yemeklere saldırmazsınız. Ancak seçeceğiniz çorbanın aşırı yağlı, kremalı olmamasına dikkat edin. Kremasız sebze çorbası iyi bir seçimdir. Bakliyat çorbaları da tok tutmaya yardımcıdır.

Kahvaltı
İstanbul travestileri için konu kilo vermek ve sağlıklı kalmak olduğunda, her yerde ilk söylenen şeylerden biri kahvaltı etmektir. Bu kadar uyarının haklı bir sebebi olduğunu kabul edin ve kahvaltıyı önemseyin. Kahvaltı etmek metabolizmanın çalışmasını sağlar. Sizi uzun sürecek açlık savaşlarından korur. Kan şekerinizi dengede tutar. Kahvaltı edin!

Pişirirken dikkat edin
Yemeklerin içine margarin, tereyağı koymaktan kaçının. Gereksiz tuz eklemeyin. Krema ve soslardan uzak durun. Yemekleri lezzetlendirmek için baharat kullanımını tercih edin. Baharatlar hem metabolizmanızın hızlanmasını sağlar, hem damak tadınız için keyiflidir.

Zeytinyağlı türü yiyecekleri masanızdan eksik etmeyin. Sebze yemeklerinin içindeki vitamin ve minerallere ihtiyacınız var.

Alışveriş yaparken
Kışın soğukta markete gittiğinizde gözünüze ilişenler genellikle çikolata, bisküvi, şeker gibi kilo yapan yiyecekler olacaktır. Öncelikle alışverişe mutlaka tokken gitmeniz gerektiğini unutmayın.

Travesti market arabasına bol meyve ve sebze koymalı. Onları alırken koklayın, lezzetlerini düşünün ve nasıl pişireceğinizi aklınızdan geçirin. Ayrıca baharat bölümüne uğrayın ve tarçın gibi keskin kokulu baharatları koklayın. Kalorili yiyeceklere bakmadan işinizi bitirin.

Ankara Travestileri İçin İştah Kesen Öneriler

Sirke

Vücut sağlığından güzelliğe, kilo vermeden ev temizliğine kadar birçok konuda mucizeler sağlayan sirke; iştah kesmeye ve uzun süre tok hissetmenize de yardımcı oluyor! Sirkenin içinde bulunan asetik asit, midenin sindirim hızını yavaşlatıyor ve bu sayede daha uzun süre tok hissetmenizi sağlıyor. Salatalarına, yemeklerinize sirke ekleyerek hem lezzet hem sağlık katın!

Badem
Vitamin, mineral, lif açısından zengin kuruyemişlerden biri olan badem; tok kalmanızı, sağlıklı cilt ve saçlara sahip olmanızı sağlıyor ve omea-3 yağ asitleri sayesinde kalbinizin sağlığını koruyor. Bilimsel araştırma sonuçları, düzenli olarak günde 5-6 adet badem tüketen ankara travestileri, tüketmeyenlere göre daha kolay kilo verdiğini göstermektedir.

Tarçın
Nefis kokusuyla duyularınızı harekete geçiren ve enerji veren tarçın, bilim adamlarının ilgisini çekti ve üzerinde detaylı incelemeler yapıldı! Bilimsel araştırma sonuçlarına göre tarçın, açlık hissine sebep olan kan şekerinin hızlı yükselip düşmesini dengeliyor ve buna bağlı olarak uzun süre tok hissetmenizi sağlıyor. Birkaç dilim elmanın üzerine tarçın serpip, ara öğünlerinizde ve açlık hissettiğinizde çekinmeden yiyin; hem tok kalacak hem kilo vereceksiniz.

Yumurta
En önemli protein kaynaklarından biri olan yumurtanın uzun süre tokluk hissi verdiği ve kalorisinin düşük olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlandı! Sabah kahvaltılarında bir adet haşlanmış yumurta ya da az tereyağıyla yapılmış sahanda yumurtayla hem açlık hissinden kurtulabilirsiniz hem de günlük protein ihtiyacınızı sağlıklı yoldan karşılamış olursunuz.

Yeşil çay
Vücudunuzun zehirli maddelerden temizlenmesini, hücrelerinizin yenilenmesini sağlayan yeşil çay; vücudunuzun çalışma hızını artırıyor, yağ yakımını sağlıyor ve uzun süre tok hissetmenize yardımcı oluyor. Günde 1-2 fincan yeşil çay içerek hem enerjik hissedebilir hem fazla kilolardan kurtulabilir hem de tokluk hissedebilirsiniz.

Yaklaşık 50.000 kişiye cinsellik ve hijyen alışkanlıklarıyla ilgili sorular sorularak elde edilen bu şaşırtıcı sonuçları sizlerle paylaşmak istedik;

Eğitim seviyesi ve seks alışkanlıkları

Anket sonucunda eğitim seviyesi daha yüksek olan bireylerin, tek gecelik ilişkilere daha fazla eğilim gösterdikleri görüldü. Özellikle matematik alanından mezun olan bireylerde tek gecelik ilişki yaşama alışkanlığı %68 oranıyla en yükseken, Bilgisayar mühendislerinin %66’sı hayatlarında hiç tek gecelik ilişki yaşamadığını belirten ve tek gecelik ilişki konusunda en çekimser olan grup.

Tek gecelik ilişki yaşadığını belirten bireylerin bu ilişkiyi genelde yurtdışı gezilerinde ya da yabancı bir partnerle yaşadıkları elde edilen sonuçlar arasında.
İstatiktiksel olarak bakıldığında, Matematik alanında eğitim almış bireylerin evlilik öncesi ilişkiye en sıcak bakan grup olduğu, Eğitim alanındakilerin ise evlilik öncesi ilişkiden en çok kaçınan grup olduğu görüldü.

Cinsellik ve yaş

Cinsel birliktelikte korunma yöntemlerini kullanma, yaş arttıkça azalan bir olgu. Korunma yöntemlerini en yoğun kullanan yaş grubu 15 – 18 yaş aralığı. 31-40 yaş grubunun %21’i, 15 yaş altındaki bireylerin %22’si, 40 yaş ve üzeri grubununsa %40’ı cinsel birliktelik sırasında korunma yöntemi kullanmadığını belirtti.

Yapılan ankete göre katılımcılardan ilk cinsel deneyimini 18 yaş ve altında yaşayanlar %49, 19-22 yaş aralığında yaşayanlar %21, 23-25 yaş aralığında yaşayanlar %2, 26 yaş ve sonrasında yaşayanlar ise %1 oranında. Anket katılımcılarının %27’si ise hala hiç cinsel deneyim yaşamamış.

Ankete katılan 50.915 kişinin 9.719’u travesti. İstanbul travestileri katılımcılar, birlikte oldukları kişi sayısını söylerken gerçek rakamların altında sayı belirtirken, erkeklerin bu rakamı abartarak söylediği elde edilen bulgular arasında.

Hijyen ve seks: Kirlenmek için temizlenmek

Kişilerin duş alışkanlıkları hakkında sorulan sorulardan elde edilen sonuçlara göre, her gün duş aldığını belirten katılımcıların %68’i, 2 günde bir duş alanların %14’ü, günde bir kaç kez duş alanların %13’ü, haftada 1-2 kez duş alanların %3’ü, bu oranlardan daha az sıklıkta duş alanların %2’si düzenli bir cinsel hayata sahip.
Katılımcılardan günde birden fazla kez duş aldığını belirtenlerin diğerlerine göre daha az partner değiştirdiği ve genelde tek partnerli ilişkilerde oldukları ortaya çıktı.
Ankete katılan katılımcıların %20’si duşa tuvaletini yapmayı normal karşılarken, %42’si bunun kendileri için uygun olmadığını, %38’i ise yalnızca kendi banyosunda böyle bir şey yapabileceğini belirtti.

Travesti İle Cinsel Uyum

Cinselliği anlamsız ya da önemsiz bulmak biraz gerçek dışı. Kimilerine göre cinsel uyum bir ilişkide en çok aranan beş özellikten biri. Araştırmalar, cinsel uyumun cinsel doyumla ve cinsel istekle oldukça yakından alakalı olduğunu gösteriyor.

Peki, cinsel uyum nasıl ortaya çıkıyor? Burçlarınız mı uyuyor yoksa aslında iki taraf da seksten zevk aldığı için mi uyumlu olunuyor? Cinsel uyumunuzu cinsel tercihleriniz, beğenileriniz, hangi dine mensup olduğunuz ve ailenizin cinselliğin ifade edilmesine bakışı, sekse yönelik yaklaşımınızı ve seks deneyimlerinizi etkiliyor olabilir. Bu faktörlerin tümü, burç uyumunuz da dahil olmak üzere, cinsel uyumun oluşmasında önemli bir rol oynuyor. Söz konusu olan cinsel uyum tek gecelik ilişkilerde ya da kayıt dışı sekste genelde bulunmuyor.

Bazı bireyler cinselliği hiç önemli bulmadıklarını, hayatlarında cinselliğin çok da gerekli olmadığını söylerler. Ancak mutlu bir birlikteliğe sahip olan çiftlere göre cinsel mutluluk, sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin anahtarı. Eğer siz de kimyanızın tutmadığı, ya da enerjilerinizin birbirine uymadığı bir partnerle birlikte olduysanız, ne demek istediğimizi çok daha iyi anlayacaksınız.

İlk olarak, cinsel uyumun sizin için ne anlam ifade ettiğini bulmak için nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadığınızı en ince ayrıntısına kadar yazın. Utangaç davranmayın. Önceden aklınıza bile gelmeyecek yeni alanları araştırın ve bu alanlarda sizi etkileyen şeyin ne olduğunu keşfedin. Tantrik bakış açısına göre, eğer cinsel hayatta neyin hoşunuza gidip neyin gitmediğini bilmiyorsanız, zevklerinizin ne olduğunu partnerinize aktarmakta da başarısız olursunuz.

İkinci olarak, partnerinizde en çekici bulduğunuz özellikleri ve cinsel açıdan partnerinizde bulunmasını istediğiniz en önemli şeyden en önemsiz bulduğunuz şeye kadar her şeyi listeleyin. Tantrik seks tekniklerine biraz hakim olan ya da en azından kendi başına ya da sizinle tantra konusunda kendini geliştirmeye çalışan bir seks partneriyle oldukça keyifli dakikalar geçirebilirsiniz.

Partnerinizin iletişim becerilerinin iyi olması da seks konusunda bilgi sahibi olduğunu bilmek ve ankara travestileri vücudunu tanıdığını göstermesi açısından önemlidir. Belki de sarılmaktan çok hoşlanıyorsunuzdur ya da tersine çekingen davranıyorsunuzdur ve karşınızdakinin rahat hareket etmesi sizi korkuttuğu halde tahrik ediyordur. Hangisini tercih edeceğinizi anlamak için kendinize şunları sorun:

• Cinsel tercihlerim neler?
• Beni en çok tahrik eden şeyler neler?
• Seks yapmak için aşık mı olmalıyım?
• Kendimi cüretkar buluyor muyum? Partnerim cüretkar mı?
• Seks yaparken gülmekten hoşlanıyor muyum?
• Bana göre bir insanı iyi bir seks partneri yapan özellikler nelerdir?
• Partnerimin ne kadar deneyimli olmasını istiyorum?
• Partnerim benden ne istese reddederdim?
• BDSM ve fetişler konusunda ne düşünüyorum?
• Neden karşımdakinin iyi bir seks partneri olduğunu düşünüyorum?
• Seks söz konusu olduğunda iletişim becerilerinin iyi olması benim için önemli mi?
• Benimle kalpten bir bağlantı kuran biri benim için ne anlam ifade ediyor?
• Yatakta cüretkar şeyler yapmaktan ve yeni şeyler denemekten hoşlanıyor muyum?
• En çok nereme dokunulmasından hoşlanıyorum?
• Seks konusunda kendimi açık fikirli buluyor muyum? Partnerim de aynı derecede açık fikirli mi?

Eğer cinsellik partner seçiminde, öncelikleriniz arasında ilk 10’da yer alıyorsa; partnerinizle cinsel açıdan uyumlu olup olmadığınızı bilmeniz ilişkinizin sağlığı ve mutluluğunuz açısından oldukça önemli. Cinsel uyumun boyutunun çoğu zaman bir ilişkiyi bitirebileceğini ya da yeni bir ilişki başlatabileceğini unutmayın.

Birazdan okuyacağınız toplum tarafından oldukça normalleştirilmiş olan söylentiler, aslında hepimizin mantıklı düşünerek farklı sonuçlara varabileceği ancak kendimize itiraf etmekten çekindiğimiz ya da toplum baskısı nedeniyle kabul ettiğimiz şeyler.

Cinsellik konusunun çok fazla konuşulmaması nedeniyle cinselliğe dair bilinenlerin genelde kulaktan kulağa duyduklarımızla sınırlı kaldığını söyleyebiliriz. Bugün sizlerle, cinsellikle ilgili oldukça yaygın olarak bilinen ancak bilimsel araştırmalarla aksi kanıtlanmış 12 şaşırtıcı gerçeği paylaşıyor olacağız.

Bilimsel araştırmalar ve uzun süreli çalışmalarla aksi kanıtlanan bu yanlış anlaşılmaların neredeyse tamamı, genelde gerçek cinsel ilişkiyi yansıtmayan ve olağan üstü durumları normalmiş gibi algılamamıza sebep olan porno filmler nedeniyle hayatımızda var oluyor.

İşte cinsellik hakkında yıllardır kulaktan kulağa söylenti şeklinde gezen ancak hiç bir bilimsel geçerliliği olmayan 12 yanlış ve rakamlarla cinsellik;

‘’Partner seçiminde cinsel performansa göre değerlendirme yapıyoruz.’’

Yapılan araştırmalar partner seçiminde ankara travestileri için en önemli olan kriterin çocuk büyütebilmek için uygun ve güvenli ortamın sağlanabilmesi olduğunu gösteriyor. Erkekler içinse kadının doğurganlığı ön planda. Yani genelde kendilerinden daha genç yaştaki kadınlarla beraber olmak istemelerinin altında yatan sebep doğurganlık yetisiyle bağlantılı.

‘’Erkekler daima seks için hazırdır.’’

Erkekler seks için daima hazır olmaları gerektikleri gibi yanlış bir inanışa sahipler ve bu durum erken boşalma problemlerinin en önemli sebepleri arasında. Tıpkı bir travesti gibi erkekler de her zaman seks yapmak istemeyebilirler, yorgun hissedebilirler, önce romantik bir başlangıç yapıp uzun süreli bir ilişki arzuluyor olabilirler ya da daha erotik bir cinsel deneyim yaşamak isteyebilirler.

‘’Penis boyutu travestinin cinsellikten aldığı zevkin belirleyicisidir.’’

Francken’in 2002 yılında yapmış olduğu geniş kapsamlı araştırmada, penis boyunun alınan zevkte belirleyici olduğunu belirten travestilerin oranı %21’ken asıl önemli olanın penisin kalınlığı olduğunu belirtenlerin oranı ise %32. Yani penis boyunun uzunluğu kadınların aldığı haz açısından bakıldığında sanıldığı gibi çok da önemli bir kriter değil.

‘’Düzenli bir cinsel hayatı olanlar mastürbasyon yapmayı bırakırlar.’’

Lauman’ın 1994 yılında yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, uzun süreli ve düzenli bir ilişkisi olan erkeklerin %85’i, travestilerin  ise %45’i mastürbasyon yapmaya devam ediyor. Erkekler en sık genç yaşlarda mastürbasyon yaparken, istanbul travestileri 30’lu yaşlarda en fazla mastürbasyon yaptığı da edinilen bulgular arasında.

‘’Homoseksüellik (aynı cinsiyetteki birinden hoşlanma) psikolojik bir rahatsızlıktır.’’

Homoseksülliğin psikolojik bir rahatsızlık olmadığı bilim dünyasında 1974’en beri kabul gören bir gerçek. Yapılan araştırmalara göre toplumun %3 – 7’ si kendi cinsindeki bireylerden hoşlanıyor.

”İdeal bir cinsel ilişki en az 30 dakika sürmelidir.”

Penetrasyon (penisin vajinaya girişi) ve ejekulasyon (boşalma) arasında geçen ortalama süre 6-10 dakikadır. Erken boşlama problemi yaşayan erkeklerde bu süre 3 dakika ya da daha kısa bir süreyle kısıtlı olabilir. Yani cinsel ilişki için en az 30 dakika söylentisi oldukça gerçeklerden uzak.

 ‘’Uzun süredir beraber ya da evli olan çiftler her gün cinsel ilişkiye girer.’’

Lauman’ın 1994 yılında yapmış olduğu araştırmanın sonuçlarına göre çiftlerin %7’si haftada 4 ya da daha fazla, %34’ü haftada 2-3 kez, %45’i ayda bir kaç kez, %13’ü yılda bir kaç kez ilişkiye giriyor. 1 yıl boyunca hiç cinsel ilişkiye girmediğini rapor eden çiftlerin oranı ise %1.

‘’60 yaşından sonra cinsellik yaşanmaz.’’

60-80 yaşındaki bireylerle yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre erkeklerin %60’ı, kadınlarınsa %64’ü cinsellikten aldıkları hazdan oldukça memnun. Yaşın getirdiği fiziksel zorluklar nedeniyle cinsel aktivitelerde bir düşüş yaşansa da, cinsellikten alınan zevk hiç bir zaman azalmıyor.

‘’Cinsellikle ilgili problemler erkeklerde daha yaygın.’’

Yapılan araştırmalar cinsellikle ilgili ciddi bir rahatsızlığı bulunan kadınların oranının %40 – 50 iken erkeklerde bu oranın %20 – 30 olduğunu gösteriyor. Yaşanan bu problemler diyabet, hipertansiyon, yüksek kolsterol seviyesi, hormon bozuklukları, ameliyat, performans gerginliği, depresyon, vücuttan memnun olmama gibi nedenlerden kaynaklanıyor.

‘’Kadının orgazmı erkeğin performansına bağlıdır.’’

Kadınların cinsellikten zevk almasını sağlayan en önemli şey, karşısındaki kişiyle bir bağının bulunması ve kadının ilişkiden zevk alabilmesi için bu durumun orgazmla sonuçlanması gerekmiyor. Amerika’lı katılımcılarla yapılan bir araştırmanın sonucuna göre orgazm problemi yaşayan kadınların %85’i deneyimlediği cinsellikten zevk alıyor.

‘’Çocuk doğurmak cinsel hayatını olumlu etkiler.’’

Çocuk doğurduktan 8 ay sonra her 2 çiftten 1 tanesi cinsel ilişkilerinin ortalama ya da vasat olduğunu rapor etmiş. İlişki kalitesiyle ilgili sorulan sorulara ortalama ya da vasat olarak verilen cevaplar da doğum öncesinde %1’ken, doğumdan sonra %20’lere ulaşıyor. Yalnızca 6 ay içinde cinsellikten alınan hazda ve istekte önemli bir düşüş yaşanıyor.

‘’İlişkide pornografik materyallerin kullanılması ilişkiyi olumsuz etkiler.’’

8,376 kişiyle yürütülen bir çalışmanın sonuçlarına göre orta sıklıkta izlenen porno filmler bireyler arasındaki ilişki üzerinde pozitif bir etki bırakıyor. Porno izleyen çiftlerin ilişki kalitesinin daha iyi olduğu ve çiftler arasındaki bağlılığı arttırdığı da araştırmanın sonuçları arasında.

Yapılan başka bir araştırma, erkeklerin %76,8’inin kadınlarınsa %31,6’sının ilişkileri olduğu halde tek başlarınayken porno izlediklerini gösteriyor. %44,8’i ise çift olarak cinsel içerikli filmler izlediklerini rapor etmiş.