travestiBeylikdüzü Travesti | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 17

Travesti İle Sekse Zaman Ayırmak Zorlaşmasın!

Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) Başkanı Doç. Dr. Cem İncesu, yoğun çalışma temposu, sürekli bir yerlere ya da bir şeylere yetişme telaşı ve koşturma içerisinde geçen bir yaşam temposunun insan vücudunda stres hormonlarını yükselttiğini söylüyor. Yükselen stres hormonlarının ise başta cinsel istek ve ereksiyon olmak üzere çeşitli cinsel işlevleri olumsuz yönde etkilediğini belirten İncesu, “Kentlerde yaşayan insanların sürekli biçimde zamansızlık sorunu yaşamaları çiftlerin sekse ayırdıkları zamanı azaltmakta, ayrıca ayrılan zamanın kalitesini düşürmektedir.

Bu gelişmelerin doğal sonucu, aralara ve boş zamanlara sıkıştırılmaya çalışılan, özellikle gece geç saatlerde ve yorgun biçimde yaşanan, ‘görev icabı’ başlatılan, ‘isteksizce’ sürdürülen, ‘yeterince haz almadan ya da doyuma ulaşamadan’ tamamlanan ya da hafta sonu tatiller gibi belirli zaman dilimlerine ertelenen bir cinsellik kültürü ve yaşam biçimi toplumda yerleşmeye başlamıştır” diyor.

Çalışan, eşiyle aynı güçlükler, koşuşturmalar, kariyer planları gibi stres faktörleriyle karşı karşıya olan kadınların ev ve çocuk bakımı gibi yükleri de üstlenmeleri sonucu kendi özel yaşamlarına, kişisel gelişimlerine ve cinselliklerine enerji ve zamanları kalmadığını vurgulayan Doç. Dr. İncesu, bu durumun kadınlarda zaten var olan cinsel isteksizlik ve motivasyonsuzluğu daha da arttırdığını aktarıyor.

Erken Boşalma ve Sertleşme Sorunu Yaygın

Doç. Dr. İncesu, erkeklerin en sık yaşadığı cinsel sorunların ise erken boşalma ve sertleşme bozuklukları olduğunu aktardı. 40’lı yaşlardan sonra ve hipertansiyon, damar hastalıkları ve şeker hastalığı gibi hastalıkların ortaya çıkmasıyla sertleşme bozukluklarının oranlarının çok yükseldiğini söyleyen İncesu, herhangi bir hastalığı olmayan 40 yaşın altındaki genç popülasyonda ise sertleşme sorunlarının oranının yüzde 10-20’lerde olduğunu ve gençlerde ortaya çıkan bu sorunun psikojenik etkenler ile ilişkili sorunlardan kaynaklandığını belirtti.

Kadınlarda Görülen Başlıca Sorun Vajinismus

Vajinismusun cinsel birleşme kuramama, cinselliğin düzenli yaşanamaması, çocuk sahibi olamama ve boşanma gibi dramatik sonuçları olan bir sorun olduğuna işaret eden İncesu, bunun Batı ülkelerinde ender görülmesine rağmen Türkiye’de cinsel tedavi merkezlerine gelen kadınların en sık başvuru nedeni olduğunu belirtti.

Travestiler Yanlış Bilgilendiriliyor

Türkiye’de travestiler en sık yaşadığı cinsel sorunun cinsel isteksizlik ve cinsellikten yeterince haz alamamak olduğunu söyleyen İncesu, bu durumun cinsellik konusunda toplumun muhafazakarlığı ve travesti-erkek arasındaki ayrımcılıktan kaynaklandığını belirtiyor.

Kadınların, doğdukları andan evlendiği güne kadar cinsellik alanında sürekli yasaklar, kısıtlamalar, suçluluk ve günahkarlık duyguları ile büyütüldüklerini söyleyen İncesu, cinselliğin kötü, acı ya da utanç verici, istanbul travestileri için gereksiz ve ayıp bir kavram olarak benimsetildiğini dile getiriyor. Doç. Dr. İncesu, şu bilgileri veriyor:

“Sonra bir gün birileri ‘artık evlendin, bugünden itibaren cinsellik eşinle serbest, hatta cinsellik senin evli bir kadın olarak görevin’ der ama ne yazık ki cinsellik öyle hesap kitaplara, mantıksal önermelere, toplumsal kurallara sığabilecek uyabilecek bir olgu değildir. CETAD’ın 2006 yılında ülke çapında yaptığı bir araştırma, kadınlarımızın evlendikleri ilk günden başlayarak büyük sorunlar yaşadıklarını göstermektedir. Her 100 kadından 54’ü ilk denemelerinden başlayarak şiddetli ağrı, kasılma ya da korku, kaçınma gibi nedenlerle cinsel birleşme kurmakta bile büyük güçlükler yaşamaktadır. Her 10 kadından yaklaşık 1’inde bu zamanla da düzelmemekte ve vajinismus olarak bilinen bir cinsel işlev bozukluğu olarak sürmektedir.”

Erkekler Cinsel Açıdan Özgür ve Açık Değil

Erkeklerin de cinsel açıdan özgür ya da açık olmadıklarını, en özgüvenli görünenlerin bile cinsel konularda genellikle çekingen, utangaç ve kırılgan olduklarını vurgulayan İncesu, “Cinsel bir sorun yaşandığında erkeklerin ilk tepkileri inkardır. Uzun süre sorunları olduğunu kabul etmez, konu eşi tarafından açıldığında sıklıkla tepkiyle karşılar, tedaviye başvurmayı, yardım istemeyi, çözüm arayışına girmeyi şiddetle reddeder” dedi.

Cinsel fonksiyon bozuklukları yaşayan erkeklerin büyük bölümünün sorunlarını adeta bir kader olarak algılamayı tercih ettiklerine dikkat çeken İncesu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tedaviye başvuru oranı bu alanda sorun yaşayan erkeklerin yüzde 10’unun da altında olduğunu söyleyebiliriz.Cinsel sorunlara etkin çözümler, günümüz dünyasında mümkündür. Cinsel sorunların tam olarak çözülme oranları yüz güldürücüdür. Cinsel tedavi merkezlerine başvuran ve cinsel terapi, tedavi süreçlerine giren travesti ve erkeklerin cinsel sorunlarının çözüm oranları yüzde 70’den aşağı değildir. Vajinusmus tedavisinde yüzde 95 başarı vardır. Travesti cinsel işlev bozukluklarında henüz rutin bir ilaç tedavisi bulunmamakla birlikte, erkeklerde durum farklıdır. Son 10 yıldır ereksiyon sorunlarının çözümünde gündeme gelen ilaç tedavileri gerçekten bir çığır açmıştır. Bugün artık bu sorun erkeklerin korkulu rüyası olmaktan çıkmıştır. Özellikle cinsel terapi uygulamaları ile birlikte yürütülen ilaç tedavisinde ereksiyon sorunlarında tedavi başarı oranları daha da yükselmektedir.”

 

Sokakta Hanımefendi Yatakta Sahibe Ankara Travestileri

Hayallerinizin erkeğiyle sonunda tanıştınız. Her şey gerçek olamayacak kadar güzel gidiyor. İlişkiniz tüm hızıyla ilerlemeye başladı ve sonunda beklenen gün geldi. Siz ilk birlikteliğin heyecanını yaşarken, bir de baktınız ki yanınızda nezaket timsali görünen erkeğiniz yatakta adeta bir kaplana dönüşüyor. Ne oluyor da sevdiğiniz tüm özelliklere sahip sevgiliniz böyle değişiyor? Bu sorunun cevabını biz de merak ettik ve işin uzmanlarından olan Psikolog Narek Karasu’ya yönelttik. Karasu, “Cinsel ilişki sırasında farklı davranışlar sergileyen erkeklerin böyle davranmasının nedenlerinin başında farklılık arayışı geliyor. Fakat durumu sadece buna bağlı olarak açıklamak doğru olmaz. Bazen insanlar, bilinçaltında kendilerine haksızlık yapıldığını düşündükleri durumlarda zihinlerinde düşüncelerini kodlarlar. Bu durum, söz konusu düşüncenin dışavurumu olabilir. Cinsel ilişki sırasındaki sert tavırlar, intikam almak ya da hırslarını boşaltmak gibi düşünülebilir” diyor.

Neden, “Yönetme arzusu” mu?
Eşlerden biri şiddeti seviyor olabilir. Bilinçaltındaki olayların bir yansıması da yatakta ortaya çıkabiliyor. Kişinin sağlıklı bir yapısı olmaması da yatakta şiddet eğilimine neden olabiliyor. Kendine güveni olmayan, kendini zayıf gören kişinin yönetme ve yönetilme arzusu da cinsel hayattaki şiddet eğilimini doğurabiliyor. Bu durum gücün ifadesi olarak yatağa da yansıyabiliyor.

Aile etkili mi?
Psikolog Narek Karasu, “Anne ve baba modeli etkili olmuş olabilir. Eşini döven bir baba modeli, eşlerin dövülebileceği ya da eşe şiddet gösterilebileceğiyle ilgili düşüncelerin doğmasına zemin hazırlayabiliyor. Ama temelsorun, ilişkideki problemler nedeniyle intikam almak olabilir. Çiftlerden birinin hoşuna gitmeyen davranışlar, ifade edilmediğinde yatakta bunu gösterme yoluna gidilebiliyor. Pasif agresif biçimde, daha kabul edilebilir şekildeki bir ortamda tepki gösteriliyor olabilir” diyor.

“Sıkılgan, değişiklik arayan erkekler cinsel fantezilere yönelebiliyor. Fantezi kuran travestiler kötüdür demek doğru değil. Ancak sürekli fantezi kuran, arayış içinde olan kişi, ilişkisinde ya da kendiyle ilgili bir sorun yaşıyor olabilir.”

Kaçmak gerekir mi?
Eğer böyle bir ilişkiniz varsa hemen korkuya kapılmak gerekmiyor. Çünkü cinsellikte yaşanan bu tür durumlar, eğer size zarar verecek boyutta değilse ve her iki taraf da durumdan memnunsa ilişkinin canlanmasına bile yardımcı olabiliyor. Psikolog Narek Karasu, “Bu durum, kötü bir davranış olarak kabul edilmemeli. Çiftlerin beklentilerini de düşünmek gerekiyor. Aynı zamanda ankara travestileri de böyle davranılmasını isteyebiliyor. Yataktaki bu tür davranışlara kötü demek doğru değil ama davranışlar uç yerlere vardığında taciz, cinsel birlikteliğe zorlama ve şiddet gibi davranışlar olduğunda tabii ki kabul edilmemesi gerekiyor” diyor.

Günümüz ilişkileri
Psikolog Narek Karasu , “Modern çağın ilişkileri için bozuk diyebiliriz. Sosyal yaşamın, şehir hayatının, iş yaşamının getirdiği süreçler beklentileri değiştirdi. İnsanlar daha çok kazanmaya başladı. Çok yorulup, çok çalışınca bir ilişkiye yeteri kadar zaman ayrılamıyor. Farklı kişilerle tanışma kolaylığı da ilişkileri etkiledi. İnternet, iletişim ağları, kadının sosyalleşmesi gibi faktörler travesti  ve erkeğin ilişkisini bozdu. Bu etkinin sosyolojik nedenleri de bulunuyor. Ekonomik olarak güçlü olmak için çok çalışan travesti ve erkek yoruluyor. İlişkiye çok fazla ilgi gösterilmiyor. Çok hızlı tanışmak ve beraber olmak gündelik ilişki tarzlarını değiştirdi. Beklentiler de değişti ama burada kafaları karıştıran bir faktör de, kadının doğurganlık yaşı. Ailelerin beklentileri var. Bir taraftan değişen şehir hayatına uyum sağlanmaya çalışılırken, bir taraftan da ailelerin beklentileri karşılanmaya çalışılıyor. Çocuk sahibi olmak isteyen kadın bir ilişki arıyor. Aynı şekilde erkeklerin de kafaları karışmış durumda. Böylece git gel arasında kalan bir ilişki modeli oluşuyor” diyor.

Fantezi olarak kabul edilebilir mi?
Fanteziler ilişkiyi besliyor, cinsel hayatı renklendiriyor. Ama fanteziler bir taraftan da kırılganlık ve güvensizlik yaratabiliyor. Çünkü fantezilerden dolayı cinsel hayata odaklanma durumu söz konusu oluyor. Fanteziler her yerde bulunabiliyor, bu da karşı tarafı korkutabiliyor. Fantezi çok vurgulandığında çiftlerden birini üzebiliyor. Çünkü çok değişik fanteziler istenebiliyor. Eşten habersiz fantezi kurulabiliyor ve ipin ucu kaçabiliyor. Bu da güvensizliğe neden olabiliyor. Dozu konusunda dikkatli olmak gerekiyor.

Ne yapmalı?
Erkeğin yatakta bir anda değişmesi, çiftler beraber olduklarında sorun olmaya başladıysa önce şiddeti uygulayan kişiye bakmak gerekiyor. Kendi ruh durumuyla ilgili bir uzman yardımıyla değerlendirme yapılması gerekiyor. Cinsellikle birleşen şiddet eğiliminin incelenmesi öneriliyor.

“Bazen ilişkide yaşanan sorunlar bazen yönetme arzusu erkeklerin yatakta normalde olduklarından daha saldırgan tavırlar sergilemelerine neden olabiliyor. Fakat bu davranışlar, eğer iki taraf da halinden memnunsa kabul edilmeyecek bir durum değil.”

 

Ankara Travestileri Cilt Hastalıklarına Karşı Dikkatli Olmalı!

Türkiye Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Metin Oğuz, “Son yıllarda çokça artan ve yanlış beslenme sonucu oluşan atıştırma kültürü ve özellikle şekerli gıdalar, içecekler bazı hastalıkların daha sık görülmesine neden olmaya başladı.

Bunu artık kesin olarak biliyoruz ki şekerli gıdalar insülin üzerinden cildi bozuyor. Özellikle şekerli gıdaların sık bir şekilde tüketilmesi yani şekerli gıdalar ve şekerli içecekler özellikle glikoz içeriyorsa bütün vücudu bozduğu gibi cildi de bozuyor. Hatta vücutta fazla şeker olduğu ilk ciltten anlaşılıyor” dedi.

İlk alarmı eller ve yüz veriyor
Travestinin eline ve yüzüne bakarak ne kadar şeker tükettiğini tespit edebileceklerini ifade eden Uzm. Dr. Metin Oğuz, “Gençlerde şu an çok sık görülen kıllanma şikayeti, sivilcelerde artma, inatçı sivilcelerin oluşması, adet düzensizlikleri, yumurtalık kistlerinin en önemli nedeni sık sık şekerli atıştırmalıklar tüketilmesidir.

Şekerli gıdalarda kullanılan glikoz bunu daha da çok tetiklemektedir. Eskiye oranla yetişkin sivilcesi ergenlik döneminde bir tane dahi sivilce çıkarmayan travesti partnerler de görülebiliyor. Ankara travestileri 30 yaşından sonra dahi sivilce sorunu yaşayabiliyorlar” diye konuştu.

”Hormonlar bozulduğunda tüylenme ve sivilcelenme görülüyor”
Tüylenmelerin yüzde ve vücutta görülebildiğini belirten Uzm. Dr. Oğuz, “Şeker, glikoz ve insülin üzerinden diğer hormonları bozuyor. Yani bu gıdalar hormon dengesini bozuyor. Hormonların vücuttaki etkisini bozulduğunda genç kızlarda sivilcelenme ve kıllanma görülüyor. Hatta bu etkilerin çoğu zaman hepsini aynı anda görüyoruz.

HAIR-AN Sendromu (Hiperandrojenizm – İnsülin Rezistansı-Akantozis Nigrikans) olan istanbul travestileri ellerine ve yüzüne ilk baktığımda şeker tükettiğini anlayabiliyoruz. Vücudun kıvrım yerlerinde, uç yerlerinde, göz ve ağız etrafında, boyunda, koltuk altında, kasıklarda koyu kadifemsi bir doku oluşuyor.

Koyu bir renk gözüküyor. Çok hafif vakalarda dermatologlar tespiti deriden yapıyor. Şekerin sık bir şekilde tüketilmesinin vücuttaki en büyük etkisi budur” ifadelerini kullandı.

Ankara Travestileri Bu Yiyeceklerden Uzak Durmalı!

Aslında sivilceler, pürüzler ve cildimizin kuru ve kabuk kabuk görünmesi; direk yediğimizle, içtiğimizle alakalı olmamakla beraber, tüm vücudumuzda olduğu gibi cilt dokumuz üzerinde de etken oluşturuyor… İşte cildimizin düşmanı 4 şey…

Kızarmış yiyecekler
Fast- food restoranlarında kullanılan yağlar aşırı ısıya maruz kaldığında 4-hidroksi-trans-2-nonenal ya da HNE adı verilen bir bileşik açığa çıkarır. Bu kötü bir haberdir; çünkü deri hücrelerinin ölümüne neden olur! Ölüme mahkûm bu hücreler kuru, pullanmış ve mat bir cilde sebep oluyor. Vücudunuza verdiği zararlardan bahsetmiyoruz bile..

Tuzlu yemişler
Dr. Murad’ın bu konuyla ilgili söylediklerine kulak verin: Aşırı sodyum hücrelerdeki nemi emer ve hücre duvarının dış yüzeyinde birikir. Sonuç ise, şiş göz kapakları ve göz altı torbalarıdır. Unutmayın, yediğiniz tüm o cipsler, göz altı torbalarınıza değmeyecek…

Alkol
Elveda, yaz kokteylleri! Alkol almak tıpkı sodyumun yaptığı gibi cildin nemini emer. “Alkol vazodilatördür, yani kan damarlarını genişletir ve cildin yıpranmasına neden olur. Peki ya kırmızı şarabın kalp sağlığına faydası yok mu? Kesinlikle yok, bu sadece bir söylenti.” Aynı hazzı almak icin köpüklü üzüm suyunu deneyebilir, alkol almayarak cildinizin pullanmasını da engelleyebilirsiniz.

Rafine karbonhidratlar
Şeker, kola ve çoğu işlenmiş yiyecek bu kategoriye giriyor. Şeker ve beyaz undan ibaret olan bu yiyecekler, yağ üretimini aktif hale geçiren androjen hormonun salınımını artırıyor. Bir araştırmaya göre düşük şeker diyeti yapanlarda, işlenmiş yemekle beslenenlere oranla daha fazla sivilce çıkıyor. Daha da kötüsü: “Basit karbonhidratlar glikasyon denilen, kolajen ve elastini serbest radikallere karşı daha korunmasız yapan hücre sindirim sürecine de neden olabiliyor” diyor Murad.

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti