travestipedro | Blog Travesti - istanbul travesti ankara travesti - Part 89

Bir Travestinin Hikayesi

Şöyle; birçok odası, içerisine girilecek, birkaç dergi alarak klozetinin üzerine oturulacak banyosu olan bir evde büyümedim ben. Herkeste aranan ve ‘tahmin etmiştim’ denilen asil bir soydan da gelmedim. Teyzem; haftalık temizliklere tanımadığı insanların evine gider, eniştem mahalle kahvelerinde poker oynardı. bir bakışta ‘işte! ailem bu diyebileceğim’ kimsem olmadı. Bir keresinde ikinci el bilgisayar’la eve geldiğimde eniştemin dayağıyla karşılaşmış, teyzemin sert sözlerine maruz kalmıştım. Aslında benim için, o evde yaşamak bilmediğim argo kelimelerin tacizlerine uğramak anlamına gelirdi. Bunu kimse bilmezdi çünkü bir konuda kavga çıkacaksa konu komşunun duyması ayıp’tı. Ayıp; eniştemin yoldan geçen kadınların kalçasına bakıp dudaklarının arasından her an sızacak sandığım salyalara,teyzemin eniştemle yaptığı yatak maçlarında çıkardığı şuh seslere uydurulan bir kelime değildi. Ayıp; başlı başına bendim aslında. Erkek olduğum halde tırnaklarıma sürdüğüm şeffaf cilalar, belki göğüslerimde belirgin bir büyüme olur diye arkadaşlardan çekinerek istediğim ada çaylarını her gün mutlaka iki bardak içmem, giyindiğim dar bluzlar ve dar pantolonlardı.
Eniştemden yediğim dayaklara ahlak deniyordu. Ahlakını korumak için bir insanı cinsel yöneliminden dolayı hırpalayabilir, işkence uygulayabilirdin. İşte o zaman ailesine sahip çıkan, kötü örnekleri yeryüzünden silen bir kahraman olabilirdin belki de.
Her şeye mutlaka bir kılıf uydurulurdu o evde. Hava karardığında eve gelsem fuhuş yaptığımı zanneden bakışlarla karşılaşır ve sessiz kalmam için kendime telkinlerde bulunurdum. Enişteme göre şiddet görmenin bile bir usulü vardı.‘canın acısa bile bağırmamak…’
Bir yerden kaçman gerekiyorsa ya sen bedenine hizmet edeceksin ya da bedenin sana. O gece evden bunu düşünerek kaçtım. Yanıma sadece ada çaylarımı alarak…
Çoğu insan bunu neden yaptığımı sordu. Kiminin sahip çıkanı vardı, kiminin çoktan unutanı. Ben ikisi de değildim. Hiç hatırlanmayan ve sahip çıkılmayan olmak, uzatmaya çalıştığım tırnaklarımı yememe sebeb olmuştu. ben hiç varolmayan, çoğu zaman yaşadığı unutulan bir canlıydım. Neden fuhuş yaptığımı sorduklarında ‘bir nedeni yok’ dedim. Çünkü ‘neden’ diye bir şey öğretilmemişti bana. Sadece büyüdükçe kendini tanımlayan teyzesi ve eniştesiyle yaşaması gereken bir travesti idim.
Hiç kimsem olmadı. Dizlerine başımı yaslayabileceğim ve elini dokunsa da uyusam dediğim bir annem de olmadı. Eğer olsaydı onun kızı olabilirdim belki. Soba köşesinden daha büyük bir hayatı paylaşabilirdik. Akşam eve döndüğümde ezberimde tuttuğum bir sokak ve apartman adı olabilirdi. Tüm isimleri unutsam bile tek bir isim kalabilirdi hafızamda.
Bir travesti; penisini gizlemekten başka, geçmişteki yaşantısını da gizler. Anımsatanlar sadece yaşanmışlıklardır. Asil biri değilim; soyumun asilleri belirgin kavramlara yeni anlamlar yükleyenlerdir.

Memem Çıktı, Travesti Oldum!

Muhafazakar homofobik zihniyete heteroseksist bir tondan “Eşcinsellik hastalıktır, tedavi edilmelidir” diyerek yama olmaya çalışan transseksüellerin milletvekili adaylığının eşcinselliğe zararı telafisi mümkün olmayacak kadar büyüktür ve eşcinselliği temsiliyetle uzaktan-yakından hiçbir alakası yoktur. En fazla demokratik geçinerek göz boyayanların oy toplayabilmek için bir kullanımlık göz kalemi olabilirler. Eşcinselliği hastalık olarak gören transseksüel bir aday adayı  homofobik zihniyetin tabanının ruhunu okşayacaktır çünkü “Bak eşcinseller tövbeye geldi” diye.

Eşcinsel olarak beni rahatsız edense demokratik olduğunu, herkesi kucakladığını iddia eden partilere aday adayı olanlardan çok, söyledikleriyle yaptıklarının çelişmesinden dolayı o partilerin samimiyetsizliği. Hem herkese gerçekten kucak açıyorsanız-kucaklıyorsanız parti olarak, bir kere de açık ve net eşcinsellerin adı geçsin  söylemlerinizde seçim arifesinde. Kaz gelecek yerden eşcinseller esirgenebilir, hatta heteroseksizme hadımlaştırılmış koç olarak kurban edilebilirler değil mi?

Hadım yasası bütün sakıncalarına rağmen elini-kolunu sallaya-sallaya meclisten sorunsuz geçti. (Son öğrendiğim habere göre rafa kaldırılmış, seçimden sonra yasalaşacakmış.) Demokratik ve halkın partisi olduğunu iddia eden ve ilaçla kısırlaştırma konusunda tereddütleri olduğunu ifade eden muhalefetin bir milletvekilinin hadım yasası ile söylediklerine bakar mısınız: “Ancak kamuoyunda bir beklenti var. Kamuoyu beklentisi ile çelişmemek için alt komisyon çalışmaları sırasında sessiz kaldık ve olumsuz oy vermedik.”

E, siz eşcinsellikle ilgili söylediklerinizden de başkalarının beklentileri doğrultusunda sözünüzden dönebilirsiniz öyleyse. Geçmişte bir-iki milletvekilinin eşcinselliğe destekle ilgili söylediklerinin  hiçbir önemi yok, olsa bile belli bir saatten sonra-seçim arifesinde olamaz değil mi? Yani sizden bir şey bekleyenler büyük çoğunluktaysa doğruyu, haklıyı göz ardı edip yanlış da olsa çoğunluğun tarafını tutacaksınız sessiz kalarak öyle mi? Aday adayı olan transseksüel de sadece göstermelik anladığım kadarıyla. Ha şunu bileydin dediğinizi duyar gibiyim.
Hadım yasasının insan haklarına uygun olmadığını savunan  muhalif partinin bir başka milletvekili de “Bu ilaçların yan etkileri var. Ankara travestileri kullanıyor. Bu ilacı alanların memeleri çıkabilir. Adam yarın mahkemeye gidip ’Benim memem çıktı, cinsel tercihlerim değişti’ diyerek dava açsa ne yapacağız? Ayrıca ilaç bırakıldığında cinsel saldırı durumu başlıyor. Testosteron azaltmak ödül mü ceza mı? Müebbet hapis gibi daha etkin cezalar üzerinde durulmalı” diye konuşmuş.

Bu kadarına da pes doğrusu! Eşcinselliğin hormonlarla ilgisi olsaydı, şimdiye kadar homofobik dünya  testosteronla eşcinselliğin kökünü çoktan kuruturdu. Testosteron hormonu normal olan, hatta çok yüksek olan ve bedensel olarak erkekten daha erkek olan eşcinselleri nasıl açıklayacaksınız peki? Testosteron eksikliği eşcinsel olanları bir kat daha mı eşcinsel yapacak? Cinsiyet kimliğini sadece biyolojik olarak algılayan bir zihniyetin farklılıklara bakış açısı da ancak bu kadar olabilir, demokratiklikleri de iktidar sevdasına dayalı oynak olur.

Milletin vekili eşcinselliği tercih edilen cinsel seçenek olarak lanse ederse, millet ne düşünür acaba? Sanki ikramda “Çay mı, kahve mi tercih edersiniz?” der gibi. Tercih edilebilen bir şeyse, tercihler değişebileceğine göre heteroseksüeller  bir denesinler bakalım eşcinselliği. Sonra gene kendi asıl tercihlerine dönebilirler bu kadar keyfi, kolay bir şeyse eğer.

Travestilerin sesi kim olacak?

MİLLETVEKİLİ aday listelerinde tespit edebildiğim kadarıyla açık gey kimliği olan herhangi bir isim yok. “Başörtülü adaylar dahi seçilebilecekleri sıralara konmazken geylerden bahsetmek neyin nesi?” diyenler olabilir aranızda. Ancak başörtüsü taktığı için birçok kadın ayrımcılığa uğrarken bu seçimlerinden ötürü öldürüldüklerini duymadım çok şükür. Oysa geyler ve özellikle istanbul travestileri her türlü şiddete maruz kalırken zaman zaman da cinsel eğilimleri yüzünden öldürülebiliyorlar.

Başka bir ifadeyle başörtülü kadınlardan daha korunaksızlar ve dolayısıyla onların sesi olabilecek milletvekillerine büyük ihtiyaç olduğu kanısındayım.

Geylerin bu ülkede yaşadıkları vahşet, zulüm ve ayrımcılığın en trajik örneklerinden biri şüphesiz Temmuz 2008’de babası tarafından güpegündüz katledilen Ahmet Yıldız.
Türkiye’nin “ilk gey namus cinayeti” olarak medyaya yansıyan olay, tüm güncelliğini koruyor; zira katil baba Yahya Yıldız halen yakalanamadı. Gazetemizde geçen hafta yayınlanan bir habere göre Ahmet’in nişanlısı Alman vatandaşı İbrahim Can davaya müdahillik yolunda Türkiye’deki iç hukuk yolları kapandığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Dilekçesinde Türk vatandaşı nişanlısı Ahmet Yıldız ile bir yılı aşkın süredir beraber yaşadığını belirten Can, Türkiye’de nişanın Medeni Kanun uyarınca hukuki bir kurum olduğuna dikkat çekti. Ancak müdahillik talebinin eşcinsel olduğu için reddedildiğini öne sürdü.

Neyseki Geylerin Meclis’te temsil edilmemesine karşın gey haklarını savunan sivil toplum davalarına maruz kalsalar dahi günbegün güçleniyor. Son zamanlarda KAOS GL isimli dernek AK Parti’nin yapmaya söz verdiği yeni “sivil” anayasanın eşitlik ilkesine cinsel yönelimin eklenmesi için bir kampanya başlattı. Batı standartlarında bir demokrasi olma iddiamız sürüyor ise, Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel bireylerin bu talepleri mutlaka kaale alınmalıdır. Bu arada bendenizin de minnacık bir rol aldığı, Ahmet Yıldız cinayetini konu alan “Zenne” filminin çekimleri bitmek üzere.

(Aslında bu yazıyı yazarken dahi geylerin bu ülkede nasıl bir ötekileşmeye uğratıldığını somut olarak hissediyorum. Nasıl mı? Türkçe Microsoft Word programım “gey” kelimesini tanımıyor. Neyse ki “lezbiyen” veya “travesti” yazdığımda hata vermiyor.)

ORDUDA GEYLER
Bir de geylerin askerlik durumları var… Askerden muaf tutulan geyler cinsel yönelimlerini kanıtlamak için ilişkiye girmişken çekilmiş resimler sunmaktan tutun (ki “pasif” konumda görüntülenmeleri gerekiyor) insanlık dışı bedensel muayenelere tabi tutuluyorlar. New York merkezli insan hakları örgütü Human Rights Watch’un (HRW) 2008 yılında yayımladığı rapor (http://www.hrw.Org/en/reports/2008/0 5/21/we-need-law-liberation-0) eşcinsellerin dramını tüm çıplaklığıyla ortaya seriyor. Mesela askerlikten muaf tutulmak için A.A. adındaki gey’in yaşadıkları:

“Beni gören psikiyatr, beni anal muayeneye gönderdi. Odaya girdim ve odada iki cerrah vardı. Pantolonumu aşağıya indirmemi ve ellerimi yatağa koyup eğilmemi istediler. Muayeneden sonra aradıklarını bulup bulamadıklarını sordum. ‘Hayır’ dediler. Neye baktıklarını sorduğumdaysa, ‘Huni gibi gözükmesi gerekiyordu’ dediler.” HRW’nin aktardığına göre askeri psikiyatrlar bu “araştırmaları” neticesinde “Bu kişinin eşcinsel olduğu konusunda kanıt bulunmadığını” söyleyen bir rapor yayımlamışlar.

Nasıl ki kadın haklarını savunmak için kadın olmak gerekmiyorsa geylerin haklarını savunmak için de illa gey olmak gerekmiyor tabii ki. Umarım yeni Meclis’te onlara sahip çıkacak birileri olur. Bu her şeyden önce bir vicdan meselesi.

error: İçerik Çalmak Emeğe Saygısızlıkdır . İsteyin Verelim.
ankara travesti | istanbul travesti | istanbul travesti | istanbul travesti